KUZU KUZU KUŞU
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman
içinde kalbur saman içinde bir küçük çoban varmış. Küçük çoban her sabah
erkenden kalkar, köyün bütün evlerini dolaşırmış. Herkesin koyunlarını sayarak alır, ormanın
içinde en lezzetli otların olduğu yerlere götürür otlatırmış.
Yine her sabah ki gibi
koyunlarını sayarak sürüsüne katan küçük çoban, ormanın yolunu tutmuş. Sonbahar
artık yavaş yavaş yerini kışa bırakmaya hazırlanıyormuş. Ormanın
derinliklerinde kuzularını otlatan küçük çoban hava soğuyup bulutlar kararmaya
başlayınca köye daha erken dönmeye karar vermiş. Küçük çoban köye vardığında
herkesin evine uğrayıp kuzularını sayarak sahiplerine teslim etmeye başlamış.
Ancak o da ne? En son uğradığı evin bir kuzusu eksik çıkmış. Tekrar saymış,
tekrar saymış… sonuç yine aynı, bir kuzu eksik. Kuzuların sahibi küçük çobana
kızmış, “Eksik olan kuzumu bulmadan gelme!” demiş. Duruma çok üzülen küçük
çoban hemen kuzuyu aramaya koyulmuş.
Önce köyün içinde aramış kayıp
kuzuyu. Ama bir sonuç alamamış. Çaresiz ormanın yolunu tutmuş. Hava kararmaya
ve iyiden iyiye soğumaya başlamış. Küçük çoban ormanda kuzuyu arıyor ve şöyle
sesleniyormuş: “Kuzuuuu! Kuzu kuzuuuuuu…” Saatler ilerlemiş karanlık çökmüş.
Hafif hafif kar yağarken çaresizce ormanda kuzuyu arayan küçük çoban çok
yorulmuş ve üşümüş. Açlık desen o da ayrı bir sorun. “Kuzuuuu! Kuzu
kuzuuuuu…” Zaman ilerledikçe yorgunluk,
açlık, soğuk dayanılmaz hale gelmiş. Kuzunun kaybolmasına zaten çok üzülmüş
olan küçük çobanın artık dayanacak gücü kalmamış. Sesi de artık güçlü
çıkmıyormuş. “Kuzuuu, kuzuuu…
Gözyaşları yanaklarından yavaşça
süzülürken orman içindeki bir kayanın ucunda oturup kalmış. O kadar çaresiz o
kadar yalnız o kadar üzgün ve yorgunmuş ki ne yapacağını bilemiyormuş. Bir
taraftan ağlayan bir taraftan ne yapacağını bilemeyen küçük çoban dua etmeye
başlamış: “Allahım! Ben bu kayıp kuzuyu bulamıyorum. Artık dayanacak gücüm
kalmadı. Keşke bir kuş olsam da şu ormanı uçarak gezsem, kuzuyu bulsam.”
Ardından şöyle devam etmiş:” Evime, ailemin yanına dönsem. Sıcacık yatağıma
kavuşsam.” diyerek duasını tamamlamış.
İşte tam da o anda bir mucize
gerçekleşmiş ve küçük çobanın duaları kabul olmuş. Bir kuşa dönüşen küçük
çoban; “Kuzuuuu, kuzu kuzuuuuu!” diye öterek ormanda dolaşmaya başlamış. Bütün
gece köye dönmeyen küçük çobanı ormanda arayan köylüler bir sonuca
ulaşamamışlar. Ancak ormanda küçük çobanı arayan köylüler daha önce
duymadıkları bir kuş sesi olduğunu fark etmişler. Tabi bu sesin kuşa dönüşen
küçük çobana ait olduğunu bilmiyorlarmış.
O günden sonra ormanda gezerken
eğer yeterince sessiz olup derinlerden gelen sesleri dinlerseniz kuşa dönüşen
küçük çobanın sesini duyabilirsiniz; “Kuzuuuu! Kuzu kuzuuuuuu!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder